Kur'an'ın 486. cüzü

Şura suresi 486. sayfa okunuşu ve Meali

  1. 486. sayfa mp3
  2. 486. sayfa png
  3. Okuma sayfa

Kur'an-ı Kerim | Kuran Kerim sayfaları | 486. sayfa türkçe okunuşu ve Meali, ( ) (tamami) arapça Oku ve Diyanet, Dinle ve İndir: Kutsal Kur'an'a dal. Kur'an'ın 486. Sayfa Sayfa Kurani Kerimi Okumak için hazırlanmış bu sayfada.

486. sayfa türkçe okunuşu - arapça oku


Şura Suresi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

وَمِنْ اٰيَاتِهِ الْجَوَارِ فِي الْبَحْرِ كَالْاَعْلَامِۜ (32)
Vemin âyâtihi-lcevâri fî-lbahri kel-a’lâm(i)
اِنْ يَشَأْ يُسْكِنِ الرّ۪يحَ فَيَظْلَلْنَ رَوَاكِدَ عَلٰى ظَهْرِه۪ۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍۙ (33)
İn yeşe/ yuskini-rrîha feyazlelne ravâkide ‘alâ zahrih(i)(c) inne fî żâlike leâyâtin likulli sabbârin şekûr(in)
اَوْ يُوبِقْهُنَّ بِمَا كَسَبُوا وَيَعْفُ عَنْ كَث۪يرٍۘ (34)
Ev yûbikhunne bimâ kesebû ve ya’fu ‘an keśîr(in)
وَيَعْلَمَ الَّذ۪ينَ يُجَادِلُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَاۜ مَا لَهُمْ مِنْ مَح۪يصٍ (35)
Ve ya’leme-lleżîne yucâdilûne fî âyâtinâ mâ lehum min mehîs(in)
فَمَٓا اُو۫ت۪يتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَمَا عِنْدَ اللّٰهِ خَيْرٌ وَاَبْقٰى لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَۚ (36)
Femâ ûtîtum min şey-in femetâ’u-lhayâti-ddunyâ(s) vemâ ‘inda(A)llâhi ḣayrun ve ebkâ lilleżîne âmenû ve ’alâ rabbihim yetevekkelûn(e)
وَالَّذ۪ينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَٓائِرَ الْاِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ وَاِذَا مَا غَضِبُوا هُمْ يَغْفِرُونَۚ (37)
Velleżîne yectenibûne kebâ-ira-l-iśmi velfevâhişe ve-iżâ mâ ġadibû hum yaġfirûn(e)
وَالَّذ۪ينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَۖ وَاَمْرُهُمْ شُورٰى بَيْنَهُمْۖ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۚ (38)
Velleżîne-stecâbû lirabbihim ve ekâmû-ssalâte ve emruhum şûrâ beynehum ve mimmâ razeknâhum yunfikûn(e)
وَالَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَهُمُ الْبَغْيُ هُمْ يَنْتَصِرُونَ (39)
Velleżîne iżâ esâbehumu-lbaġyu hum yentasirûn(e)
وَجَزٰٓؤُ۬ا سَيِّئَةٍ سَيِّئَةٌ مِثْلُهَاۚ فَمَنْ عَفَا وَاَصْلَحَ فَاَجْرُهُ عَلَى اللّٰهِۜ اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِم۪ينَ (40)
Ve cezâu seyyi-etin seyyi-etun miśluhâ(s) femen ‘afâ ve asleha fe-ecruhu ‘ala(A)llâh(i)(c) innehu lâ yuhibbu-zzâlimîn(e)
وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِه۪ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَب۪يلٍۜ (41)
Velemeni-ntesara ba’dezulmihi feulâ-ike mâ ‘aleyhim min sebîl(in)
اِنَّمَا السَّب۪يلُ عَلَى الَّذ۪ينَ يَظْلِمُونَ النَّاسَ وَيَبْغُونَ فِي الْاَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّۜ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ (42)
İnnemâ-ssebîlu ‘alâ-lleżîne yazlimûne-nnâse ve yebġûne fî-l-ardi biġayri-lhakk(i)(c) ulâ-ike lehum ‘ażâbun elîm(un)
وَلَمَنْ صَبَرَ وَغَفَرَ اِنَّ ذٰلِكَ لَمِنْ عَزْمِ الْاُمُورِ۟ (43)
Velemen sabera ve ġafera inne żâlike lemin ‘azmi-l-umûr(i)
وَمَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ فَمَا لَهُ مِنْ وَلِيٍّ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَتَرَى الظَّالِم۪ينَ لَمَّا رَاَوُا الْعَذَابَ يَقُولُونَ هَلْ اِلٰى مَرَدٍّ مِنْ سَب۪يلٍۚ (44)
Vemen yudlili(A)llâhu femâ lehu min veliyyin min ba’dih(i)(k) ve terâ-zzâlimîne lemmâ raevû-l’ażâbe yekûlûne hel ilâ meraddin min sebîl(in)

sayfa 487 arapça Kuran Kerim sayfaları

Sayfa 486 MP3 İndir



Şura suresi 486. sayfa Meali - Diyanet


Şura Suresi

Bismillahir rahmanir rahim

(32)- Denizde yüce dağlar gibi gemilerin yürümesi O'nun varlığının delillerindendir.
(33)- O, dilerse rüzgarı durdurur, yelkenle giden gemiler o zaman denizin yüzünde durakalır. Bunlarda, sabırlı olan ve çok şükreden kimseler için deliller vardır.
(34)- Yahut yaptıklarına karşılık onları ortadan kaldırır, bir çoğunu da bağışlar.
(35)- Ayetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak yer olmadığını bilsinler.
(36)- Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler.
(37)- Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler.
(38)- Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler.
(39)- Bir haksızlığa uğradıklarında, üstün gelmek için aralarında yardımlaşırlar.
(40)- Bir kötülüğün karşılığı, aynı şekilde bir kötülüktür. Ama kim affeder ve barışırsa, onun ecri Allah'a aittir. Doğrusu O, zulmedenleri sevmez.
(41)- Zulüm gördükten sonra hakkını alan kimselere, işte onların aleyhine bir yol yoktur.
(42)- İnsanlara zulmedenlere, yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere karşı durulmalıdır. İşte, can yakıcı azap bunlaradır.
(43)- Ama sabredip bağışlayanın işi, işte bu, azmedilmeye değer işlerdendir.
(44)- Allah kimi saptırırsa, artık onun bundan sonra bir dostu olmaz. Azabı gördüklerinde, zalimlerin: "Dönecek bir yol yok mudur?" dediklerini görürsün.

Kur'an 486. sayfa türkçe Tefsiri:

Es-Sa'di İbn Kesir El-Kurtubi
İngilizce Endonezce Fransızca
Almanca Hausa İspanyolca

Kur'an Surelerini İndirin ve Dinleyin:

Al-Bakara Aal-i İmran An-Nisa
Al-Ma'ida Yusuf İbrahim
Al-Hicr Al-Kehf Meryem
Al-Hac Al-Kasas Al-Ankabut
As-Secde Ya-Sin Ad-Duhan
Al-Fetih Al-Hucurat Kaf
An-Necm Ar-Rahman Al-Vakıa
Al-Haşr Al-Mülk Al-Hakka
Al-İnşikak Al-A'la Al-Gaşiye

Saturday, November 23, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler