Kur'an'ın 348. cüzü

Müminun suresi 348. sayfa okunuşu ve Meali

  1. 348. sayfa mp3
  2. 348. sayfa png
  3. Okuma sayfa

Kur'an-ı Kerim | Kuran Kerim sayfaları | 348. sayfa türkçe okunuşu ve Meali, ( ) (tamami) arapça Oku ve Diyanet, Dinle ve İndir: Kutsal Kur'an'a dal. Kur'an'ın 348. Sayfa Sayfa Kurani Kerimi Okumak için hazırlanmış bu sayfada.

348. sayfa türkçe okunuşu - arapça oku


Müminun Suresi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

اَلَمْ تَكُنْ اٰيَات۪ي تُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَكُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ (105)
Elem tekun âyâtî tutlâ ‘aleykum fekuntum bihâ tukeżżibûn(e)
قَالُوا رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَٓالّ۪ينَ (106)
Kâlû rabbenâ ġalebet ‘aleynâ şikvetunâ vekunnâ kavmen dâllîn(e)
رَبَّنَٓا اَخْرِجْنَا مِنْهَا فَاِنْ عُدْنَا فَاِنَّا ظَالِمُونَ (107)
Rabbenâ aḣricnâ minhâ fe-in ‘udnâ fe-innâ zâlimûn(e)
قَالَ اخْسَؤُ۫ا ف۪يهَا وَلَا تُكَلِّمُونِ (108)
Kâle-ḣseû fîhâ velâ tukellimûn(i)
اِنَّهُ كَانَ فَر۪يقٌ مِنْ عِبَاد۪ي يَقُولُونَ رَبَّنَٓا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَۚ (109)
İnnehu kâne ferîkun min ‘ibâdî yekûlûne rabbenâ âmennâ faġfir lenâ verhamnâ veente ḣayru-rrâhimîn(e)
فَاتَّخَذْتُمُوهُمْ سِخْرِيًّا حَتّٰٓى اَنْسَوْكُمْ ذِكْر۪ي وَكُنْتُمْ مِنْهُمْ تَضْحَكُونَ (110)
Fetteḣażtumûhum siḣriyyen hattâ ensevkum żikrî vekuntum minhum tedhakûn(e)
اِنّ۪ي جَزَيْتُهُمُ الْيَوْمَ بِمَا صَبَرُٓواۙ اَنَّهُمْ هُمُ الْفَٓائِزُونَ (111)
İnnî cezeytuhumu-lyevme bimâ saberû ennehum humu-lfâ-izûn(e)
قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ عَدَدَ سِن۪ينَ (112)
Kâle kem lebiśtum fî-l-ardi ‘adede sinîn(e)
قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَسْـَٔلِ الْعَٓادّ۪ينَ (113)
Kâlû lebiśnâ yevmen ev ba’da yevmin fes-eli-l’âddîn(e)
قَالَ اِنْ لَبِثْتُمْ اِلَّا قَل۪يلًا لَوْ اَنَّكُمْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ (114)
Kâle in lebiśtum illâ kalîlâ(en)(s) lev ennekum kuntum ta’lemûn(e)
اَفَحَسِبْتُمْ اَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَاَنَّكُمْ اِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ (115)
Efehasibtum ennemâ ḣaleknâkum ‘abeśen veennekum ileynâ lâ turce’ûn(e)
فَتَعَالَى اللّٰهُ الْمَلِكُ الْحَقُّۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَر۪يمِ (116)
Fete’âla(A)llâhu-lmeliku-lhakk(u)(c) lâ ilâhe illâ huve rabbu-l’arşi-lkerîm(i)
وَمَنْ يَدْعُ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهًا اٰخَرَۙ لَا بُرْهَانَ لَهُ بِه۪ۙ فَاِنَّمَا حِسَابُهُ عِنْدَ رَبِّه۪ۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْكَافِرُونَ (117)
Vemen yed’u me’a(A)llâhi ilâhen âḣara lâ burhâne lehu bihi fe-innemâ hisâbuhu ‘inde rabbih(i)(c) innehu lâ yuflihu-lkâfirûn(e)
وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ (118)
Vekul rabbi-ġfir verham veente ḣayru-rrâhimîn(e)

sayfa 349 arapça Kuran Kerim sayfaları

Sayfa 348 MP3 İndir



Müminun suresi 348. sayfa Meali - Diyanet


Müminun Suresi

Bismillahir rahmanir rahim

(105)- Allah: "Ayetlerim size okunurken onları yalanlıyordunuz değil mi?" der.
(106)- Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk."
(107)- "Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, tekrar günaha dönersek, doğrusu zulmetmiş oluruz."
(108)- Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.
(109)- Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.
(110)- Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.
(111)- Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.
(112)- Allah onlara yine: "Yeryüzünde kaç yıl kaldınız" der.
(113)- "Bir gün veya daha az bir süre kaldık, sayanlara sor" derler.
(114)- Allah' "Pek az kaldınız, keşke bilseydiniz! Sizi boşuna yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" der.
(115)- Allah' "Pek az kaldınız, keşke bilseydiniz! Sizi boşuna yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" der.
(116)- Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. O'ndan başka tanrı yoktur. O, yüce arşın Rabbidir.
(117)- Allah'la beraber, varlığına hiçbir delili olmadığı halde başka tanrıya tapanın hesabını Rabbi görecektir. İnkarcılar elbette kurtulamazlar.
(118)- De ki: "Rabbim! Bağışla, merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın."

Kur'an 348. sayfa türkçe Tefsiri:

Es-Sa'di İbn Kesir El-Kurtubi
İngilizce Endonezce Fransızca
Almanca Hausa İspanyolca

Kur'an Surelerini İndirin ve Dinleyin:

Al-Bakara Aal-i İmran An-Nisa
Al-Ma'ida Yusuf İbrahim
Al-Hicr Al-Kehf Meryem
Al-Hac Al-Kasas Al-Ankabut
As-Secde Ya-Sin Ad-Duhan
Al-Fetih Al-Hucurat Kaf
An-Necm Ar-Rahman Al-Vakıa
Al-Haşr Al-Mülk Al-Hakka
Al-İnşikak Al-A'la Al-Gaşiye

Wednesday, December 18, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler