Kur'an'ın 369. cüzü

Şuara suresi 369. sayfa okunuşu ve Meali

  1. 369. sayfa mp3
  2. 369. sayfa png
  3. Okuma sayfa

Kur'an-ı Kerim | Kuran Kerim sayfaları | 369. sayfa türkçe okunuşu ve Meali, ( ) (tamami) arapça Oku ve Diyanet, Dinle ve İndir: Kutsal Kur'an'a dal. Kur'an'ın 369. Sayfa Sayfa Kurani Kerimi Okumak için hazırlanmış bu sayfada.

369. sayfa türkçe okunuşu - arapça oku


Şuara Suresi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

فَلَمَّا تَرَٓاءَ الْجَمْعَانِ قَالَ اَصْحَابُ مُوسٰٓى اِنَّا لَمُدْرَكُونَۚ (61)
Felemmâ terâe-lcem’âni kâle ashâbu mûsâ innâ lemudrakûn(e)
قَالَ كَلَّاۚ اِنَّ مَعِيَ رَبّ۪ي سَيَهْد۪ينِ (62)
Kâle kellâ inne me’iye rabbî seyehdîn(i)
فَاَوْحَيْنَٓا اِلٰى مُوسٰٓى اَنِ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْبَحْرَۜ فَانْفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرْقٍ كَالطَّوْدِ الْعَظ۪يمِۚ (63)
Feevhaynâ ilâ mûsâ eni-drib bi’asâke-lbahr(a)(s) fenfeleka fekâne kullu firkin ke-ttavdi-l’azîm(i)
وَاَزْلَفْنَا ثَمَّ الْاٰخَر۪ينَۚ (64)
Ve ezlefnâ śemme-l-âḣarîn(e)
وَاَنْجَيْنَا مُوسٰى وَمَنْ مَعَهُٓ اَجْمَع۪ينَۚ (65)
Ve enceynâ mûsâ vemen me’ahu ecma’în(e)
ثُمَّ اَغْرَقْنَا الْاٰخَر۪ينَۜ (66)
Śumme aġraknâ-l-âḣarîn(e)
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةًۜ وَمَا كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُؤْمِن۪ينَ (67)
İnne fî żâlike leâye(ten)(s) vemâ kâne ekśeruhum mu/minîn(e)
وَاِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُ۟ (68)
Ve-inne rabbeke lehuve-l’azîzu-rrahîm(u)
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ اِبْرٰه۪يمَۢ (69)
Vetlu ‘aleyhim nebee ibrâhîm(e)
اِذْ قَالَ لِاَب۪يهِ وَقَوْمِه۪ مَا تَعْبُدُونَ (70)
İż kâle li-ebîhi vekavmihi mâ ta’budûn(e)
قَالُوا نَعْبُدُ اَصْنَامًا فَنَظَلُّ لَهَا عَاكِف۪ينَ (71)
Kâlû na’budu asnâmen fenezallu lehâ ‘âkifîn(e)
قَالَ هَلْ يَسْمَعُونَكُمْ اِذْ تَدْعُونَۙ (72)
Kâle hel yesme’ûnekum iż ted’ûn(e)
اَوْ يَنْفَعُونَكُمْ اَوْ يَضُرُّونَ (73)
Ev yenfe’ûnekum ev yedurrûn(e)
قَالُوا بَلْ وَجَدْنَٓا اٰبَٓاءَنَا كَذٰلِكَ يَفْعَلُونَ (74)
Kâlû bel vecednâ âbâenâ keżâlike yef’alûn(e)
قَالَ اَفَرَاَيْتُمْ مَا كُنْتُمْ تَعْبُدُونَۙ (75)
Kâle eferaeytum mâ kuntum ta’budûn(e)
اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمُ الْاَقْدَمُونَ (76)
Entum veâbâukumu-l-akdemûn(e)
فَاِنَّهُمْ عَدُوٌّ ل۪ٓي اِلَّا رَبَّ الْعَالَم۪ينَۙ (77)
Fe-innehum ‘aduvvun lî illâ rabbe-l’âlemîn(e)
اَلَّذ۪ي خَلَقَن۪ي فَهُوَ يَهْد۪ينِۙ (78)
Elleżî ḣalekanî fehuve yehdîn(i)
وَالَّذ۪ي هُوَ يُطْعِمُن۪ي وَيَسْق۪ينِۙ (79)
Velleżî huve yut’imunî veyeskîn(i)
وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ (80)
Ve-iżâ meridtu fehuve yeşfîn(i)
وَالَّذ۪ي يُم۪يتُن۪ي ثُمَّ يُحْي۪ينِۙ (81)
Velleżî yumîtunî śümme yuhyîn(i)
وَالَّذ۪ٓي اَطْمَعُ اَنْ يَغْفِرَ ل۪ي خَط۪ٓيـَٔت۪ي يَوْمَ الدّ۪ينِۜ (82)
Velleżî atme’u en yaġfira lî ḣatî-etî yevme-ddîn(i)
رَبِّ هَبْ ل۪ي حُكْمًا وَاَلْحِقْن۪ي بِالصَّالِح۪ينَۙ (83)
Rabbi heb lî hukmen veelhiknî bi-ssâlihîn(e)

sayfa 370 arapça Kuran Kerim sayfaları

Sayfa 369 MP3 İndir



Şuara suresi 369. sayfa Meali - Diyanet


Şuara Suresi

Bismillahir rahmanir rahim

(61)- İki topluluk birbirini gördüğünde, Musa'nın adamları: "İşte yakalandık" dediler.
(62)- Musa: "Hayır; Rabbim benimle beraberdir, bana elbette yol gösterecektir" dedi.
(63)- Bunun üzerine Biz Musa'ya: "Değneğinle denize vur" diye vahyettik. Hemen deniz ikiye ayrıldı, her parçası yüce bir dağ gibiydi.
(64)- İşte oraya, geridekileri de yaklaştırdık.
(65)- Musa ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık.
(66)- Öbürlerini suda boğduk.
(67)- Bunda şüphesiz ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
(68)- Doğrusu Rabbin, güçlü olandır, merhamet edendir.
(69)- Onlara İbrahim'in kıssasını anlat.
(70)- İbrahim, babasına ve milletine: "Nelere tapıyorsunuz?" demişti.
(71)- "Putlara tapıyoruz, onlara bağlanıp duruyoruz" demişlerdi.
(72)- İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti.
(73)- İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti.
(74)- "Hayır ama, babalarımızı da bu şekilde ibadet ederken bulduk" demişlerdi.
(75)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
(76)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
(77)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
(78)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
(79)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
(80)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
(81)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
(82)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
(83)- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.

Kur'an 369. sayfa türkçe Tefsiri:

Es-Sa'di İbn Kesir El-Kurtubi
İngilizce Endonezce Fransızca
Almanca Hausa İspanyolca

Kur'an Surelerini İndirin ve Dinleyin:

Al-Bakara Aal-i İmran An-Nisa
Al-Ma'ida Yusuf İbrahim
Al-Hicr Al-Kehf Meryem
Al-Hac Al-Kasas Al-Ankabut
As-Secde Ya-Sin Ad-Duhan
Al-Fetih Al-Hucurat Kaf
An-Necm Ar-Rahman Al-Vakıa
Al-Haşr Al-Mülk Al-Hakka
Al-İnşikak Al-A'la Al-Gaşiye

Wednesday, December 18, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler