سورة عبس بالتركية

  1. استمع للسورة
  2. سور أخرى
  3. ترجمة السورة
القرآن الكريم | ترجمة معاني القرآن | اللغة التركية | سورة عبس | Abasa - عدد آياتها 42 - رقم السورة في المصحف: 80 - معنى السورة بالإنجليزية: He Frowned.

عَبَسَ وَتَوَلَّىٰ(1)

Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.

أَن جَاءَهُ الْأَعْمَىٰ(2)

Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.

وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّىٰ(3)

Ne bilirsin, belki de o arınacak;

أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ الذِّكْرَىٰ(4)

Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt kendisine fayda verecekti.

أَمَّا مَنِ اسْتَغْنَىٰ(5)

Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.

فَأَنتَ لَهُ تَصَدَّىٰ(6)

Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.

وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ(7)

Arınmak istememesinden sana ne?

وَأَمَّا مَن جَاءَكَ يَسْعَىٰ(8)

Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.

وَهُوَ يَخْشَىٰ(9)

Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.

فَأَنتَ عَنْهُ تَلَهَّىٰ(10)

Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.

كَلَّا إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ(11)

Dikkat et; bu Kuran bir öğüttür.

فَمَن شَاءَ ذَكَرَهُ(12)

Dileyen onu öğüt kabul eder.

فِي صُحُفٍ مُّكَرَّمَةٍ(13)

O, kutsal kılınmış, yüceltilmiş, arınmış sahifeler üzerindedir.

مَّرْفُوعَةٍ مُّطَهَّرَةٍ(14)

O, kutsal kılınmış, yüceltilmiş, arınmış sahifeler üzerindedir.

بِأَيْدِي سَفَرَةٍ(15)

İyi kimseler, saygıdeğer elçilerin eliyle yazılmıştır.

كِرَامٍ بَرَرَةٍ(16)

İyi kimseler, saygıdeğer elçilerin eliyle yazılmıştır.

قُتِلَ الْإِنسَانُ مَا أَكْفَرَهُ(17)

Canı çıksın o insanın, o ne nankördür!

مِنْ أَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ(18)

Allah onu hangi şeyden yaratmış?

مِن نُّطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ(19)

Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek ona şekil vermiş;

ثُمَّ السَّبِيلَ يَسَّرَهُ(20)

Sonra, yolu ona kolaylaştırmıştır.

ثُمَّ أَمَاتَهُ فَأَقْبَرَهُ(21)

Sonra onu öldürür ve kabre koyar.

ثُمَّ إِذَا شَاءَ أَنشَرَهُ(22)

Sonra, dilediği zaman onu tekrar diriltir.

كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ(23)

Hayır; Allah'ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir.

فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ إِلَىٰ طَعَامِهِ(24)

İnsan, yiyeceğine bir baksın;

أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا(25)

Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz.

ثُمَّ شَقَقْنَا الْأَرْضَ شَقًّا(26)

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

فَأَنبَتْنَا فِيهَا حَبًّا(27)

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

وَعِنَبًا وَقَضْبًا(28)

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا(29)

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

وَحَدَائِقَ غُلْبًا(30)

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

وَفَاكِهَةً وَأَبًّا(31)

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

مَّتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ(32)

Bunlar sizin ve hayvanlarınız için geçimliktir.

فَإِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ(33)

O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman;

يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ(34)

O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.

وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ(35)

O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.

وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ(36)

O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.

لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ(37)

O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır.

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُّسْفِرَةٌ(38)

O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir.

ضَاحِكَةٌ مُّسْتَبْشِرَةٌ(39)

O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir.

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ(40)

O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.

تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ(41)

O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.

أُولَٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ(42)

İşte bunlar inkarcı olanlar, Allah'ın buyruğundan çıkanlardır.


المزيد من السور باللغة التركية:

سورة البقرة آل عمران سورة النساء
سورة المائدة سورة يوسف سورة ابراهيم
سورة الحجر سورة الكهف سورة مريم
سورة السجدة سورة يس سورة الدخان
سورة النجم سورة الرحمن سورة الواقعة
سورة الحشر سورة الملك سورة الحاقة

تحميل سورة عبس بصوت أشهر القراء :

قم باختيار القارئ للاستماع و تحميل سورة عبس كاملة بجودة عالية
سورة عبس أحمد العجمي
أحمد العجمي
سورة عبس خالد الجليل
خالد الجليل
سورة عبس سعد الغامدي
سعد الغامدي
سورة عبس سعود الشريم
سعود الشريم
سورة عبس عبد الباسط عبد الصمد
عبد الباسط
سورة عبس عبد الله عواد الجهني
عبد الله الجهني
سورة عبس علي الحذيفي
علي الحذيفي
سورة عبس فارس عباد
فارس عباد
سورة عبس ماهر المعيقلي
ماهر المعيقلي
سورة عبس محمد جبريل
محمد جبريل
سورة عبس محمد صديق المنشاوي
المنشاوي
سورة عبس الحصري
الحصري
سورة عبس العفاسي
مشاري العفاسي
سورة عبس ناصر القطامي
ناصر القطامي
سورة عبس ياسر الدوسري
ياسر الدوسري



Thursday, November 14, 2024

لا تنسنا من دعوة صالحة بظهر الغيب