Kur'an'ın 347. cüzü

Müminun suresi 347. sayfa okunuşu ve Meali

  1. 347. sayfa mp3
  2. 347. sayfa png
  3. Okuma sayfa

Kur'an-ı Kerim | Kuran Kerim sayfaları | 347. sayfa türkçe okunuşu ve Meali, ( ) (tamami) arapça Oku ve Diyanet, Dinle ve İndir: Kutsal Kur'an'a dal. Kur'an'ın 347. Sayfa Sayfa Kurani Kerimi Okumak için hazırlanmış bu sayfada.

347. sayfa türkçe okunuşu - arapça oku


Müminun Suresi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

بَلْ اَتَيْنَاهُمْ بِالْحَقِّ وَاِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ (90)
Bel eteynâhum bilhakki ve-innehum lekâżibûn(e)
مَا اتَّخَذَ اللّٰهُ مِنْ وَلَدٍ وَمَا كَانَ مَعَهُ مِنْ اِلٰهٍ اِذًا لَذَهَبَ كُلُّ اِلٰهٍ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍۜ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يَصِفُونَۙ (91)
Mâ-tteḣaża(A)llâhu min veledin vemâ kâne me’ahu min ilâh(in)(c) iżen leżehebe kullu ilâhin bimâ ḣaleka vele’alâ ba’duhum ‘alâ ba’d(in)(c) subhâna(A)llâhi ‘ammâ yasifûn(e)
عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَتَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ۟ (92)
‘Âlimi-lġaybi ve-şşehâdeti fete’âlâ ‘ammâ yuşrikûn(e)
قُلْ رَبِّ اِمَّا تُرِيَنّ۪ي مَا يُوعَدُونَۙ (93)
Kul rabbi immâ turiyennî mâ yû’adûn(e)
رَبِّ فَلَا تَجْعَلْن۪ي فِي الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ (94)
Rabbi felâ tec’alnî fî-lkavmi-zzâlimîn(e)
وَاِنَّا عَلٰٓى اَنْ نُرِيَكَ مَا نَعِدُهُمْ لَقَادِرُونَ (95)
Ve-innâ ‘alâ en nuriyeke mâ ne’iduhum lekâdirûn(e)
اِدْفَعْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُ السَّيِّئَةَۜ نَحْنُ اَعْلَمُ بِمَا يَصِفُونَ (96)
İdfa’ billetî hiye ahsenu-sseyyi-e(te)(c) nahnu a’lemu bimâ yasifûn(e)
وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ينِۙ (97)
Vekul rabbi e’ûżu bike min hemezâti-şşeyâtîn(i)
وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ (98)
Ve e’ûżu bike rabbi en yahdurûn(i)
حَتّٰٓى اِذَا جَٓاءَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِۙ (99)
Hattâ iżâ câe ehadehumu-lmevtu kâle rabbi-rci’ûn(i)
لَعَلّ۪ٓي اَعْمَلُ صَالِحًا ف۪يمَا تَرَكْتُ كَلَّاۜ اِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَٓائِلُهَاۜ وَمِنْ وَرَٓائِهِمْ بَرْزَخٌ اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ (100)
Le’allî a’melu sâlihan fîmâ terakt(u)(c) kellâ(c) innehâ kelimetun huve kâ-iluhâ(s) vemin verâ-ihim berzeḣun ilâ yevmi yub’aśûn(e)
فَاِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ فَلَٓا اَنْسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَٓاءَلُونَ (101)
Fe-iżâ nufiḣa fî-ssûri felâ ensâbe beynehum yevme-iżin velâ yetesâelûn(e)
فَمَنْ ثَقُلَتْ مَوَاز۪ينُهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ (102)
Femen śekulet mevâzînuhu feulâ-ike humu-lmuflihûn(e)
وَمَنْ خَفَّتْ مَوَاز۪ينُهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ ف۪ي جَهَنَّمَ خَالِدُونَۚ (103)
Vemen ḣaffet mevâzînuhu feulâ-ike-lleżîne ḣasirû enfusehum fî cehenneme ḣâlidûn(e)
تَلْفَحُ وُجُوهَهُمُ النَّارُ وَهُمْ ف۪يهَا كَالِحُونَ (104)
Telfehu vucûhehumu-nnâru vehum fîhâ kâlihûn(e)

sayfa 348 arapça Kuran Kerim sayfaları

Sayfa 347 MP3 İndir



Müminun suresi 347. sayfa Meali - Diyanet


Müminun Suresi

Bismillahir rahmanir rahim

(90)- Hayır; Biz onlara gerçeği getirdik ama, onlar yalancıdırlar.
(91)- Allah çocuk edinmemiştir; O'nun yanında hiçbir tanrı yoktur, olsaydı, her tanrı kendi yarattığı ile beraber gider ve birbirinden üstün olmağa çalışırlardı. Allah onların vasıflandırdıklarından münezzehtir.
(92)- O, görülmeyeni de, görüleni de bilir. Koştukları ortaklardan yücedir.
(93)- De ki: "Rabbim! Onların tehdit olundukları şeyi bana mutlaka göstereceksen, o zaman beni zalim milletin içinde bulundurma Yarabbi."
(94)- De ki: "Rabbim! Onların tehdit olundukları şeyi bana mutlaka göstereceksen, o zaman beni zalim milletin içinde bulundurma Yarabbi."
(95)- Biz onlara vadettiğimizi sana elbette gösterebiliriz.
(96)- Kötülüğü en iyi ile sav. Onların vasıflandırmalarını Biz daha iyi biliriz.
(97)- De ki: "Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından Sana sığınırım."
(98)- "Rabbim! Yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım."
(99)- Onlardan birine ölüm gelince: "Rabbim! Beni geri çevir, belki, yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi iş işlerim" der. Hayır; bu söylediği sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.
(100)- Onlardan birine ölüm gelince: "Rabbim! Beni geri çevir, belki, yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi iş işlerim" der. Hayır; bu söylediği sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.
(101)- Sura üflendiği zaman, o gün, aralarındaki soy yakınlığı fayda vermez ve birbirlerine de birşey soramazlar.
(102)- Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır.
(103)- Tartıları hafif gelenler, işte onlar, kendilerine yazık edendir, cehennemde temellidirler.
(104)- Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır.

Kur'an 347. sayfa türkçe Tefsiri:

Es-Sa'di İbn Kesir El-Kurtubi
İngilizce Endonezce Fransızca
Almanca Hausa İspanyolca

Kur'an Surelerini İndirin ve Dinleyin:

Al-Bakara Aal-i İmran An-Nisa
Al-Ma'ida Yusuf İbrahim
Al-Hicr Al-Kehf Meryem
Al-Hac Al-Kasas Al-Ankabut
As-Secde Ya-Sin Ad-Duhan
Al-Fetih Al-Hucurat Kaf
An-Necm Ar-Rahman Al-Vakıa
Al-Haşr Al-Mülk Al-Hakka
Al-İnşikak Al-A'la Al-Gaşiye

Sunday, November 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler