Kur'an'ın 447. cüzü

Saffat suresi 447. sayfa okunuşu ve Meali

  1. 447. sayfa mp3
  2. 447. sayfa png
  3. Okuma sayfa

Kur'an-ı Kerim | Kuran Kerim sayfaları | 447. sayfa türkçe okunuşu ve Meali, ( ) (tamami) arapça Oku ve Diyanet, Dinle ve İndir: Kutsal Kur'an'a dal. Kur'an'ın 447. Sayfa Sayfa Kurani Kerimi Okumak için hazırlanmış bu sayfada.

447. sayfa türkçe okunuşu - arapça oku


Saffat Suresi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

يَقُولُ اَئِنَّكَ لَمِنَ الْمُصَدِّق۪ينَ (52)
Yekûlu e-inneke lemine-lmusaddikîn(e)
ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا ءَاِنَّا لَمَد۪ينُونَ (53)
E-iżâ mitnâ vekunnâ turâben ve ’izâmen e-innâ lemedînûn(e)
قَالَ هَلْ اَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ (54)
Kâle hel entum muttali’ûn(e)
فَاطَّلَعَ فَرَاٰهُ ف۪ي سَوَٓاءِ الْجَح۪يمِ (55)
Fettale’a feraâhu fî sevâ-i-lcahîm(i)
قَالَ تَاللّٰهِ اِنْ كِدْتَ لَتُرْد۪ينِۙ (56)
Kâle ta(A)llâhi in kidte leturdîn(i)
وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبّ۪ي لَكُنْتُ مِنَ الْمُحْضَر۪ينَ (57)
Velevlâ ni’metu rabbî lekuntu mine-lmuhdarîn(e)
اَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّت۪ينَۙ (58)
Efemâ nahnu bimeyyitîn(e)
اِلَّا مَوْتَتَنَا الْاُو۫لٰى وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّب۪ينَ (59)
İllâ mevtetenâ-l-ûlâ vemâ nahnu bimu’ażżebîn(e)
اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ (60)
İnne hâżâ lehuve-lfevzu-l’azîm(u)
لِمِثْلِ هٰذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ (61)
Limiśli hâżâ felya’meli-l’âmilûn(e)
اَذٰلِكَ خَيْرٌ نُزُلًا اَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ (62)
Eżâlike ḣayrun nuzulen em şeceratu-zzakkûm(i)
اِنَّا جَعَلْنَاهَا فِتْنَةً لِلظَّالِم۪ينَ (63)
İnnâ ce’alnâhâ fitneten lizzâlimîn(e)
اِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ ف۪ٓي اَصْلِ الْجَح۪يمِۙ (64)
İnnehâ şeceratun taḣrucu fî asli-lcahîm(i)
طَلْعُهَا كَاَنَّهُ رُؤُ۫سُ الشَّيَاط۪ينِ (65)
Tal’uhâ keennehu ruûsu-şşeyâtîn(i)
فَاِنَّهُمْ لَاٰكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِؤُ۫نَ مِنْهَا الْبُطُونَۜ (66)
Fe-innehum leâkilûne minhâ femâli-ûne minhâ-lbutûn(e)
ثُمَّ اِنَّ لَهُمْ عَلَيْهَا لَشَوْبًا مِنْ حَم۪يمٍۚ (67)
Śumme inne lehum ‘aleyhâ leşevben min hamîm(in)
ثُمَّ اِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَاِلَى الْجَح۪يمِ (68)
Śumme inne merci’ahum le-ilâ-lcahîm(i)
اِنَّهُمْ اَلْفَوْا اٰبَٓاءَهُمْ ضَٓالّ۪ينَۙ (69)
İnnehum elfev âbâehum dâllîn(e)
فَهُمْ عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ (70)
Fehum ‘alâ âśârihim yuhra’ûn(e)
وَلَقَدْ ضَلَّ قَبْلَهُمْ اَكْثَرُ الْاَوَّل۪ينَۙ (71)
Velekad dalle kablehum ekśeru-l-evvelîn(e)
وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا ف۪يهِمْ مُنْذِر۪ينَ (72)
Velekad erselnâ fîhim munżirîn(e)
فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَر۪ينَۙ (73)
Fenzur keyfe kâne ‘âkibetu-lmunżerîn(e)
اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ۟ (74)
İllâ ‘ibâda(A)llâhi-lmuḣlasîn(e)
وَلَقَدْ نَادٰينَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ الْمُج۪يبُونَۚ (75)
Velekad nâdânâ nûhun feleni’me-lmucîbûn(e)
وَنَجَّيْنَاهُ وَاَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظ۪يمِۘ (76)
Venecceynâhu ve ehlehu mine-lkerbi-l’azîm(i)

sayfa 448 arapça Kuran Kerim sayfaları

Sayfa 447 MP3 İndir



Saffat suresi 447. sayfa Meali - Diyanet


Saffat Suresi

Bismillahir rahmanir rahim

(52)- İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."
(53)- İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."
(54)- Yanındakilere: "Siz onu bilir misiniz?" der.
(55)- Bir bakar onu cehennemin ortasında görür.
(56)- Ona der ki: "Allah'a and olsun ki, az kalsın beni de mahvedecektin."
(57)- "Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de oraya götürülenlerden olurdum."
(58)- "Birinci ölümden sonra bir daha ölmeyeceğiz değil mi? Azap da görmeyeceğiz ha?"
(59)- "Birinci ölümden sonra bir daha ölmeyeceğiz değil mi? Azap da görmeyeceğiz ha?"
(60)- İşte büyük kurtuluş şüphesiz budur.
(61)- Çalışanlar bunun için çalışsın.
(62)- Konukluk olarak bu mu iyidir, yoksa zakkum ağacı mı?
(63)- Biz o ağacı, zalimler için bir dert yaptık.
(64)- O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.
(65)- Tomurcukları şeytan başı gibidir.
(66)- İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar.
(67)- Sonra, üzerine kaynar su katılmış içki şüphesiz onlar içindir.
(68)- Doğrusu sonra dönecekleri yer yine cehennemdir.
(69)- Onlar babalarını şüphesiz sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
(70)- Öyleyken yine de onların izlerinden kovalanırcasına koşturuyorlardı.
(71)- Onlardan önce, evvelki ümmetlerin çoğu, and olsun ki sapıtmıştı.
(72)- And olsun ki, içlerine uyarıcılar göndermiştik.
(73)- Uyarıldığı halde yola gelmeyenlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak!
(74)- Allah'ın, O'na içten bağlanan kulları bunun dışındadır.
(75)- And olsun ki, Nuh Bize seslenmişti de duasına ne güzel icabet etmiştik.
(76)- Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

Kur'an 447. sayfa türkçe Tefsiri:

Es-Sa'di İbn Kesir El-Kurtubi
İngilizce Endonezce Fransızca
Almanca Hausa İspanyolca

Kur'an Surelerini İndirin ve Dinleyin:

Al-Bakara Aal-i İmran An-Nisa
Al-Ma'ida Yusuf İbrahim
Al-Hicr Al-Kehf Meryem
Al-Hac Al-Kasas Al-Ankabut
As-Secde Ya-Sin Ad-Duhan
Al-Fetih Al-Hucurat Kaf
An-Necm Ar-Rahman Al-Vakıa
Al-Haşr Al-Mülk Al-Hakka
Al-İnşikak Al-A'la Al-Gaşiye

Friday, July 12, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler