Kur'an'ın 446. cüzü

Saffat suresi 446. sayfa okunuşu ve Meali

  1. 446. sayfa mp3
  2. 446. sayfa png
  3. Okuma sayfa

Kur'an-ı Kerim | Kuran Kerim sayfaları | 446. sayfa türkçe okunuşu ve Meali, ( ) (tamami) arapça Oku ve Diyanet, Dinle ve İndir: Kutsal Kur'an'a dal. Kur'an'ın 446. Sayfa Sayfa Kurani Kerimi Okumak için hazırlanmış bu sayfada.

446. sayfa türkçe okunuşu - arapça oku


Saffat Suresi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

مَا لَكُمْ لَا تَنَاصَرُونَ (25)
Mâ lekum lâ tenâsarûn(e)
بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ (26)
Bel humu-lyevme musteslimûn(e)
وَاَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ يَتَسَٓاءَلُونَ (27)
Ve akbele ba’duhum ‘alâ ba’din yetesâelûn(e)
قَالُٓوا اِنَّكُمْ كُنْتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَم۪ينِ (28)
Kâlû innekum kuntum te/tûnenâ ‘ani-lyemîn(i)
قَالُوا بَلْ لَمْ تَكُونُوا مُؤْمِن۪ينَۚ (29)
Kâlû bel lem tekûnû mu/minîn(e)
وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍۚ بَلْ كُنْتُمْ قَوْمًا طَاغ۪ينَ (30)
Vemâ kâne lenâ ‘aleykum min sultân(in)(s) bel kuntum kavmen tâġîn(e)
فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَاۗ اِنَّا لَذَٓائِقُونَ (31)
Fehakka ‘aleynâ kavlu rabbinâ(s) innâ leżâ-ikûn(e)
فَاَغْوَيْنَاكُمْ اِنَّا كُنَّا غَاو۪ينَ (32)
Feaġveynâkum innâ kunnâ ġâvîn(e)
فَاِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ (33)
Fe-innehum yevme-iżin fî-l’ażâbi muşterikûn(e)
اِنَّا كَذٰلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِم۪ينَ (34)
İnnâ keżâlike nef’alu bilmucrimîn(e)
اِنَّهُمْ كَانُٓوا اِذَا ق۪يلَ لَهُمْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ يَسْتَكْبِرُونَۙ (35)
İnnehum kânû iżâ kîle lehum lâ ilâhe illa(A)llâhu yestekbirûn(e)
وَيَقُولُونَ اَئِنَّا لَتَارِكُٓوا اٰلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَجْنُونٍۜ (36)
Ve yekûlûne e-innâ letârikû âlihetinâ lişâ’irin mecnûn(in)
بَلْ جَٓاءَ بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَل۪ينَ (37)
Bel câe bilhakki vesaddeka-lmurselîn(e)
اِنَّكُمْ لَذَٓائِقُوا الْعَذَابِ الْاَل۪يمِۚ (38)
İnnekum leżâ-ikû-l’ażâbi-l-elîm(i)
وَمَا تُجْزَوْنَ اِلَّا مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَۙ (39)
Vemâ tuczevne illâ mâ kuntum ta’melûn(e)
اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ (40)
İllâ ‘ibâda(A)llâhi-lmuḣlesîn(e)
اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَعْلُومٌۙ (41)
Ulâ-ike lehum rizkun ma’lûm(un)
فَوَاكِهُۚ وَهُمْ مُكْرَمُونَۙ (42)
Fevâkih(u)(s) vehum mukramûn(e)
ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ (43)
Fî cennâti-nna’îm(i)
عَلٰى سُرُرٍ مُتَقَابِل۪ينَ (44)
‘Alâ sururin mutekâbilîn(e)
يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْسٍ مِنْ مَع۪ينٍۙ (45)
Yutâfu ‘aleyhim bike/sin min me’în(in)
بَيْضَٓاءَ لَذَّةٍ لِلشَّارِب۪ينَۚ (46)
Beydâe leżżetin lişşâribîn(e)
لَا ف۪يهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنْزَفُونَ (47)
Lâ fîhâ ġavlun velâ hum ‘anhâ yunzefûn(e)
وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ ع۪ينٌۙ (48)
Ve ’indehum kâsirâtu-ttarfi ‘în(un)
كَاَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَكْنُونٌ (49)
Keennehunne beydun meknûn(un)
فَاَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ يَتَسَٓاءَلُونَ (50)
Feakbele ba’duhum ‘alâ ba’din yetesâelûn(e)
قَالَ قَٓائِلٌ مِنْهُمْ اِنّ۪ي كَانَ ل۪ي قَر۪ينٌۙ (51)
Kâle kâ-ilun minhum innî kâne lî karîn(un)

sayfa 447 arapça Kuran Kerim sayfaları

Sayfa 446 MP3 İndir



Saffat suresi 446. sayfa Meali - Diyanet


Saffat Suresi

Bismillahir rahmanir rahim

(25)- Şöyle sorulur: "Size ne oldu ki birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?"
(26)- Hayır; bugün onların hepsi teslim olmuşlardır.
(27)- Birbirlerine dönüp soruşurlar.
(28)- İleri gelenlerine: "Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz" derler.
(29)- Onlar da şöyle derler: "Hayır; siz inanmış kimseler değildiniz."
(30)- "Bizim sizin üstünüzde bir nüfuzumuz yoktu. Bilakis, azmış bir millettiniz."
(31)- "Bu sebeple, Rabbimizin sözü aleyhimizde gerçekleşti. şüphesiz azabı tadacağız."
(32)- "Sizi biz azdırmıştık, çünkü kendimiz azgındık".
(33)- O gün hepsi azabda birleşirler.
(34)- Doğrusu suçlulara böyle yaparız.
(35)- Onlara: "Allah'tan başka tanrı yoktur" denildiği zaman şüphesiz büyüklenirler.
(36)- "Deli bir şair yüzünden tanrılarımızı mı bırakalım?" derlerdi.
(37)- Hayır; o, gerçeği getirmiş ve peygamberleri doğrulamıştı.
(38)- Şüphesiz siz can yakıcı azabı tadacaksınız.
(39)- Yaptığınızdan başka birşeyle cezalanmayacaksınız.
(40)- Ancak Allah'a içten bağlı kullar bunun dışındadır.
(41)- İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur.
(42)- İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur.
(43)- İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur.
(44)- İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur.
(45)- Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
(46)- Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
(47)- Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
(48)- Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır.
(49)- Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır.
(50)- Birbirlerine dönüp sorarlar:
(51)- İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."

Kur'an 446. sayfa türkçe Tefsiri:

Es-Sa'di İbn Kesir El-Kurtubi
İngilizce Endonezce Fransızca
Almanca Hausa İspanyolca

Kur'an Surelerini İndirin ve Dinleyin:

Al-Bakara Aal-i İmran An-Nisa
Al-Ma'ida Yusuf İbrahim
Al-Hicr Al-Kehf Meryem
Al-Hac Al-Kasas Al-Ankabut
As-Secde Ya-Sin Ad-Duhan
Al-Fetih Al-Hucurat Kaf
An-Necm Ar-Rahman Al-Vakıa
Al-Haşr Al-Mülk Al-Hakka
Al-İnşikak Al-A'la Al-Gaşiye

Saturday, November 23, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler